03 Nov 400 bin dolar değerinde bira!
Amerika Başkanı Barack Obama Harvardlı profesör Gates ile bir polis memuru olan Crowley’i Beyaz Saray’a bira içmeye davet etti. Oysa şimdiye kadar kampanyaya 200 bin dolar bağış yapanların bile Beyaz Saray’a davet edilmediği olmuştu.
Dün akşam Amerika’nın pek çok barında litrelerce alkol tüketilirken 1600 Pennsylvania Avenue adresinde de geçen haftaya damgasını vuran üç adam Budweiser biralarını yudumluyordu. Barack Obama dün akşam ünlü Harvard’lı professor Henry Louis Gates ile iki hafta önce yanlış bir ihbar üzerine profesörü tutuklayan polis memuru James Crowley’i Beyaz Saray’da bira eşliğinde ağırladı.
Kısaca hatırlatmak gerekirse olay şöyle cereyan etmişti: Bir kadın 911’i arayıp mahallesindeki bir eve iki hırsız girdiğini düşündüğünü söyledi. Bunun üzerine Cambridge polisinden Crowley olay yerine giderek aslında evin sahibi olan Gates’i itirazlarına rağmen tutukladı. Böylece olay bir ırkçılık tartışmasına dönüştü. Normal şartlar altında ülkenin başkanını fazla içine çekemeyecek konu Obama “Aptalca bir tutuklama” yorumunu yaptığı için bir anda çığ gibi büyüdü, başkanın olayın iki tarafını da Beyaz Saray’a davet etmesiyle sonlandı. Amaç iki tarafın konuşmasını ve anlaşmasını sağlamaktı.
Şüphesiz bu davetin en önemli nedeni Obama’nın bir anda beyazların desteğini büyük ölçüde kaybetmesi oldu. Bunun dışında yapılan anketlerde halkın yüzde 41’i bu yorumu doğru bulmadığını söylerken sadece yüzde 29’u onayladığını belirtti. Halen krize karşı net bir çözüm bulamamış ve psikolojik moralden yemeye devam eden Obama panikledi haliyle ve arkadaşları biraya çağırdı.
Harvardlı profesörün Beyaz Saray’a başka bir zamanda konuk olması ihtimaller içerisindeydi de, polis memuru Crowley bunu ancak rüyasında görebilirdi aslında. Zira Beyaz Saray öyle başkanların her önüne geleni davet ettiği bir yer değil. Kimisi yüzbinlerce dolar bağış yaptığı halde o kapıdan içeri girme şansını bulamayabiliyor bile. Amerika’nın en önemli binası her ne kadar başkan ve eşinin yuvası olsa da eve gelen misafirlerin muhakkak bir listesinin verilmesi bekleniyor. Örneğin Hillary-Bill Clinton’ın kızları Chelsea’nin Beyaz Saray’da kaldığı sürece 72 arkadaşını akşam yatıya davet ettiği Beyaz Saray tarafından açıklanmış bir bilgi.
Ülkenin ana karargahının şimdiye kadar hakkını en iyi veren başkan ve eşi, şüphesiz John F. ve Jacqueline Kennedydi. First Lady olduğunda sadece 31 yaşında olan Jacqueline Beyaz Saray’a yepyeni bir tarz ve yönetim getirmişti. İç dekorasyonda yeniliklerin yanı sıra mutfağa derhal bir Fransız aşçı sokulmuştu. Yeni evlerine yerleşir yerleşmez misafir kabul etmeye başlayan bayan Kennedy’nin ikinci davetlisi, New York Şehir Balesi’nin kareografı George Balanchine, çiftin tarzını ortaya koyuyordu.
Kennedyler döneminde ilk kez yemek odasına bar kurulmuş; martini, bourbon ve şampanya servisi için barmenler ayarlanmıştı. Sigara içenlere cesaret vermek için sağa sola da kültablaları serpiştirilmişti.
Kennedylerin yatılı misafirleri de oluyordu elbette. Ancak çift bazen insan ağırlamaktan o kadar yorgun düşüyordu ki Jacqueline ikinci kattaki bazı odaların kapı pervazlarının üst kısmına boş boya tenekeleri koyduruyor, duvarlara medivenler dayıyorü evde tadilat varmış süsü veriyordu.
Beyaz Saray’a davet edilenlerin tıpkı Barack Obama’nın dün akşamki davetlileri gibi sosyopolitik anlamları da oluyordu elbette. Örneğin 1929-1933 yılları arasında başkanlık yapan Herbert Hoover Beyaz Saray’a bir milletvekilinin zenci eşini davet ettiğinde Texas Eyaleti yasama meclisi büyük tepki vererek başkanı tanımayacaklarını bildirdi. Çok zengin bir işadamı olan Hoover buna aldırmayacaktı. Başkanlık maaşını bile hayır kurumlarına bağışlayan başkanın diğer insanların onun hakkında ne düşündüğü pek de umurunda değildi. Eşiyle kendisi Beyaz Saray’daki davetlilerin önünde ne zaman özel bir mevzudan bahsetmek isteseler Çince konuşurlardı.
Thomas Jefferson ise ülkenin geleceğinde önemli rol oynayan bir planı evinde iki yıl ağırladığı bir misafiriyle hazırlamıştı. Beyaz Saray’ın ikinci ev sahibi Jefferson evin doğu kanadında iki yıl ağırladığı Meriwether Lewis ile Louisiana eyaletini Fransızlardan nasıl alabileceğinin planlarını yapmıştı. Şu anki halinden çok daha büyük olan Louisiana eyaleti böylelikle 1803 yılında Fransızlardan 11 milyon 250 bin dolara satın alınmış oldu. O zaman henüz Kongre satın alımda gereken parayı onaylamadığı için Jefferson ile Lewis geceleri geç saatlerde, herkes yatağa çekildikten sonra projenin üstünde çalışıyordu.
Beyaz Saray’ın önemli tarihi misafirlerinden biri de Winston Churchill’di. Churchill ve karısı Rooseveltlerle iyi arkadaştılar. Savaş süresince pek çok kez Beyaz Saray’ı ziyaret ettiler. Yemek yapmaktan pek anlamayan, hatta aslında pek hoşlanmayan Eleanor Roosevelt’in iştahıyla tanınan Churchill’e hot dog ikram ettiği söylenir. Aralarındaki samimiyetin tek göstergesi bu değildir. Churchill kendisine verilen misafir odasında bir kaç kez çıplak çalışırken yakalanmış ve çalışanlara genel bir rahatsızlık yaşatmıştır.
Beyaz Saray’ın misafirperverliğiyle tanınan başka bir çifti Reagenlardır. Yüzlerce misafiri müthiş bir zerafetle ağırlayan çift başkentin en büyük evine anı fotoğrafını getiren ilk Başkan ve First Lady olmuştur. Her gelen çifti kapıda karşılarlar ve tam el sıkışırken ya da yanağa öpücük konudururken fotoğrafçıya yandan gülümseyerek o anın karelenmesini sağlarlar. Misafirler evden ayrılmadan önce kendileri için hazırlanmış parlak fotoğrafı alarak evlerinin baş köşesine koymayı ihmal etmezler. Reagenlar böylelikle bir Hollywood geleneğini Washington’a taşımışlardır.
Yıllar içerisinde ünlü isimlerle dolup taşan Beyaz Saray’ın bana göre en güzel misafirlik hikayesi ise Edith Galt’a aittir.
Amerika Birleşik Devletlerinin yirmi sekizinci başkanı Woodrow Wilson son derece duygusal bir adamdı. 1885’te evlendiği eşi Ellen Louise’e bağlılığı herkes tarafından biliniyordu. Ellen Louise 1914’te öldüğünde Beyaz Saray’da yaşıyorlardı. Wilson eşini kaybettikten sonra büyük bir depresyona girdi. Yemekten içmekten kesilmiş, sık sık ölmekten bahsediyordu. Onun bu halini gören aile doktoru ve eski arkadaşı Cary Grayson ölmeden önce Ellen’a verdiği sözü hatırladı. Ellen ölüm döşeğinde Wilson’dan tekrar evlenmesini istemişti. Bununla da yetinmeyip Dr. Grayson’dan kocasına iyi birisini bulmasını istemiş ve söz verdirmişti.
Grayson tanıdığı ve güzelliğinden şüphe etmediği, aynı zamanda ünlü kızılderili karakter Pocahontas’ın torunu olan Edith Galt’ı bir gün hiçbir şey söylemeden Beyaz Saray’a davet etti. Bahane ise hazırdı: Edith eski First Lady zamanında onun sekreterliğini yapmış olan ve Wilson’ın da kuzeni olan Helen ile tanışacaktı. Malikaneye geldi, asansöre bindi. Tam inerken Başkan Wilson ile karşılaştı. Wilson da en az onun kadar hazırlıksız yakalanmıştı. Galt daha sonra o anı, “Bir köşeyi dönüyorsun ve kaderin değişiyor” diye anlatacaktı. Aşkları kısa sürede yol aldı, Edith’in bir başka Beyaz Saray ziyaretinde evlenme teklifini kabul etmesiyle noktalandı.
Anlayacağınız 1 Kasım 1800 tarihinde bitirilen Beyaz Saray politik, sosyolojik, romantik sebeplerden dolayı pek çok konuk ağırladı. Ancak tüm dünyanın en iyi tanınan evi olmasına rağmen aslında hiçbir zaman tam olarak birilerinin “ev”i olmayı da başaramadı.